İsmi Belli Bir Yapıt: Ayasofya Cami
En neşeli ses tonumla herkese merhaba! diyorum. Bugün bir kitap paylaşmak istemedim sizinle, yada makyaj malzemesi, parfüm, daha başka bir sürü şey. Her gittiğimde farklı bir açısını yakaladığım bir yerden bahsetmek istiyorum. Herkes oraya başka isimle ansa da benim anma şeklim ile Ayasofya Cami'nden bahsetmek istiyorum.
Dışındayken durup dakikalarca bakarak vakit harcadığımız bir yer, heybetli yapısı baştan cezbediyor. İçeri girerken turnikeler o havayı bozsa da turnikeleri arkamızda bırakınca tekrar o atmosferin içine girebiliyor insan. Benim için kardeşlik demek Ayasofya. Heybetli kapılarını geçip ana bölüme girdiğimde tek gördüğüm kardeşlik. Mihrab bölümüne yaklaştıkça kubbedeki Hz. Meryem, kucağında Hz. İsa, sağda Cebrail -solda olabilir karıştıra bilirim- solda Mikail'in zor seçilen kalıntıları göze çarpıyor. En güzel çarpan ise sağdaki Cebrail'in kolunun uzandığı yerde 'Allah' yazısının olması. Bu barışın olabileceğinin en güzel örneğidir. Orada asırlardır bir arada durmuşlar. -Cami olarak kullanıldığı zamanlarda tüm tasvirler alçı ile örtülmüş. Asla zarar verilmemiş. Zarar verilseydi bugüne ulaşmazdı zaten tasvirler.- İnce işçilik adeta orada saatlerce dikelip izlemenize izin veriyor. Atmosferde düşündüğünüz tek şey o zamanın şartları ile nasıl yapıldı bu sanat eseri! Kubbeler yüksek, imkan sınırlı, malzemeler ağır sonuç ise şaşırtıcı. Bugün bunu yapacak kaç insan var ki? Bir sürü imkan varken. Restorasyonda olduğu için o ihtişamın hepsini yakalayamıyorsunuz ama geri kalan kısım bile etkilemeye yetiyor sizi. Üst kata yöneliyorsunuz o dik merdivensiz yolu çıkmak işkence gibi gelse de üst kata çıkılınca ve Kraliçe'nin taç giyme törenini izlediği noktaya ulaşılınca manzara mükemmel! Üst katın pencerelerine bakınca ayrı manzara! Duvarlarda ayrı manzara! Hz. Meryem, Hz. İsa, Vaftizci Yahya, Bizans İmparator ve İmparatoriçeleri daha niceleri! Tamamen kendinizi atmosfere kaptırıyorsunuz. Viking Kralının kendi ismini duvara kazımasına elinizde olmadan gülüyorsunuz. Çocukça bir davranış ama fazlasıyla etkilenmenin göstergesi. Üst katta elinizi uzatsanız değecekmiş gibi duran Cebrail'e ulaşma isteği var birde. Bir gününüzü ayırabileceğiniz bir yer. Pişman olunmayacağına eminim.
En hoşuma giden iki şey belirtmek istiyorum. Çıkışta hemen Osmanlı Devletinin şehzadelerinin türbesinin olduğu kısımda Vaftiz havuzu var. Büyük şarap küplerinin yanı sıra vaftiz havuzu var. Havuz diyorum çünkü devasa bir şey! Orayı her gördüğümde içini süt ve güllerle doldurup uyumak istiyorum -Tabi ki şaka. Dünyada o kadar insan süt içmemiş iken böyle saçma bir amaçta kullanmam-. Vaftiz havuzu ama beni ayrı eğlendiriyor nedense. Diğeri ise kediler! Kediler oranın asıl yöneticisi desek yeridir. Her yerdeler! Mihrab'da uyuyanı. Işıkların önünde ısınanı, güvenlik kulübesini ele geçiren kediler her yerdeler. Bu daha mükemmel kılıyor Ayasofya cami'sini.
Şunu eklemek isterim, giriş ücreti elbette pahalı. O yüzden öğrenci iseniz müze kart çıkartın -20 tl- ve öyle giriş yapın. Müze kartın en güzel yanı Türkiye'nin dört bir yanındaki Kültür ve Truzim bakanlığına bağlı müzelerde geçmesi. Ayasofyadan çıkınca İslam eserleri müzesi ve Topkapı Sarayına da uğrarsınız. Öğrenci değilseniz de çıkarın yine daha uyguna geliyor -40 tl-. Bir boyunca istediğiniz müzeye gidin...
Dışındayken durup dakikalarca bakarak vakit harcadığımız bir yer, heybetli yapısı baştan cezbediyor. İçeri girerken turnikeler o havayı bozsa da turnikeleri arkamızda bırakınca tekrar o atmosferin içine girebiliyor insan. Benim için kardeşlik demek Ayasofya. Heybetli kapılarını geçip ana bölüme girdiğimde tek gördüğüm kardeşlik. Mihrab bölümüne yaklaştıkça kubbedeki Hz. Meryem, kucağında Hz. İsa, sağda Cebrail -solda olabilir karıştıra bilirim- solda Mikail'in zor seçilen kalıntıları göze çarpıyor. En güzel çarpan ise sağdaki Cebrail'in kolunun uzandığı yerde 'Allah' yazısının olması. Bu barışın olabileceğinin en güzel örneğidir. Orada asırlardır bir arada durmuşlar. -Cami olarak kullanıldığı zamanlarda tüm tasvirler alçı ile örtülmüş. Asla zarar verilmemiş. Zarar verilseydi bugüne ulaşmazdı zaten tasvirler.- İnce işçilik adeta orada saatlerce dikelip izlemenize izin veriyor. Atmosferde düşündüğünüz tek şey o zamanın şartları ile nasıl yapıldı bu sanat eseri! Kubbeler yüksek, imkan sınırlı, malzemeler ağır sonuç ise şaşırtıcı. Bugün bunu yapacak kaç insan var ki? Bir sürü imkan varken. Restorasyonda olduğu için o ihtişamın hepsini yakalayamıyorsunuz ama geri kalan kısım bile etkilemeye yetiyor sizi. Üst kata yöneliyorsunuz o dik merdivensiz yolu çıkmak işkence gibi gelse de üst kata çıkılınca ve Kraliçe'nin taç giyme törenini izlediği noktaya ulaşılınca manzara mükemmel! Üst katın pencerelerine bakınca ayrı manzara! Duvarlarda ayrı manzara! Hz. Meryem, Hz. İsa, Vaftizci Yahya, Bizans İmparator ve İmparatoriçeleri daha niceleri! Tamamen kendinizi atmosfere kaptırıyorsunuz. Viking Kralının kendi ismini duvara kazımasına elinizde olmadan gülüyorsunuz. Çocukça bir davranış ama fazlasıyla etkilenmenin göstergesi. Üst katta elinizi uzatsanız değecekmiş gibi duran Cebrail'e ulaşma isteği var birde. Bir gününüzü ayırabileceğiniz bir yer. Pişman olunmayacağına eminim.
En hoşuma giden iki şey belirtmek istiyorum. Çıkışta hemen Osmanlı Devletinin şehzadelerinin türbesinin olduğu kısımda Vaftiz havuzu var. Büyük şarap küplerinin yanı sıra vaftiz havuzu var. Havuz diyorum çünkü devasa bir şey! Orayı her gördüğümde içini süt ve güllerle doldurup uyumak istiyorum -Tabi ki şaka. Dünyada o kadar insan süt içmemiş iken böyle saçma bir amaçta kullanmam-. Vaftiz havuzu ama beni ayrı eğlendiriyor nedense. Diğeri ise kediler! Kediler oranın asıl yöneticisi desek yeridir. Her yerdeler! Mihrab'da uyuyanı. Işıkların önünde ısınanı, güvenlik kulübesini ele geçiren kediler her yerdeler. Bu daha mükemmel kılıyor Ayasofya cami'sini.
Şunu eklemek isterim, giriş ücreti elbette pahalı. O yüzden öğrenci iseniz müze kart çıkartın -20 tl- ve öyle giriş yapın. Müze kartın en güzel yanı Türkiye'nin dört bir yanındaki Kültür ve Truzim bakanlığına bağlı müzelerde geçmesi. Ayasofyadan çıkınca İslam eserleri müzesi ve Topkapı Sarayına da uğrarsınız. Öğrenci değilseniz de çıkarın yine daha uyguna geliyor -40 tl-. Bir boyunca istediğiniz müzeye gidin...
Yorumlar
Yorum Gönder